Esma’ül Hüsnâ Okumaları*20

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Uzun yıllar çocuk sahibi olamamış Hanne Validemiz, bir yavrusu olacağını öğrendiği an ona bir adak adamaya karar verir. Ama Hanne bilmez, Allah bilir. Ve hamile iken eşini ve eşiyle birlikte varlığını kaybeder. Bu yüzden adayacak bir şey bulamaz. En sonunda kendisi için en değerli olanı, şu cümleler ile Rabbine”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*20” yazısının devamını oku

Esma’ül Hüsnâ Okumaları*19

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Fettah, “Kapalı olan bir şeyi açmak, birine yardım edip onu zafere ulaştırmak” gibi anlamlara gelen “Feth” kökünden meydana gelmiştir. El-Fettah ise “Kullarına rahmet ve rızık kapıları açan, onların her türlü güçlük ve sıkıntılarını kolaylaştıran” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda bu isim, fetih kelimesiyle birlikte bir terim haline gelmiştir. Fakat Kur’an-ı Kerim’in fethe bakışı, genel olarak”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*19” yazısının devamını oku

Yaşamın Kıyısında

Ölüme en çok o anlarda yakın olmuştum. Garipti çünkü ne başımda bir silah ne de bir uçurumun kıyısında bekliyorum. Elimde tuttuğum yaklaşık üçyüz sayfalık bir kitap beni ölüme bu kadar yakın hissettiriyordu. İnsanın kendini bulması ve kendini kaybetmesi arasındaki zaman farkının çok az bir süre olduğunu da, tüm yaşadıklarımı üzerinde görmediğim yerlerde yaşanan acıları da”Yaşamın“Yaşamın Kıyısında” yazısının devamını oku

Esma’ül Hüsnâ Okumaları*18

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, İbrahim ibn Ethem ile Şakik’ül Belhi bir gün Mekke’de karşılaşırlar. Şakik’i bitkin ve zayıflamış bir halde gören İbrahim  “Seni bu duruma getiren nedir?” diye sorar. Şakik şöyle cevap verir.  “Günlerden bir gün çöle varmıştım. Çölün en ıssız yerinde kanatları kırılmış bir kuş gördüm. Kendi kendime “Burada oturayım ve bu”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*18” yazısının devamını oku

Esma’ül Hüsnâ Okumaları*17

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Vehhab kelimesi, hibe etmek anlamındaki “Vehebe” kökünden gelmiştir. Buradan yola çıkarak El Vehhab isminin, “Hiçbir karşılık beklemeksizin kullarına bol bol ihsanda bulunan, her türlü nimeti hibe eden” anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Hibe etmek, kendine ait olan bir şeyi karşılıksız olarak başkasına vermek demektir. Biz, buna aynı zamanda bağış da diyoruz. Eğer hibe/bağış adı altında”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*17” yazısının devamını oku

Bir yay ve bir ok

Nereden vuracağı belli olmayan bir okla mücadele ediyoruz hayatta. Tam diyorum ki oldu, bu yanıltmaz beni ince bir sızı olup gerip yayını üzerime tam göğsümün orta yerine saplıyor okunu. Ne mi öğreniyorum. Yıllardır bilmem için türlü yollarla Rabbimin göstermeye çalıştığı şeyi: Allah var ve başkası yok. Beşeriyete bağlandıkça yolunu yitiren bir yolcu olmaktan öteye gidemiyoruz.”Bir“Bir yay ve bir ok” yazısının devamını oku

Esma’ül Hüsnâ Okumaları*16

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Kahhar kelimesi, yenmek ve üstün gelmek anlamındaki Kahr kökünden gelmiştir. Bu bağlamda El Kahhar, Kudreti karşısında her şeyi aciz bırakan, düşmanlarını kahrederek zelil ve perişan hale getiren, mutlak galibiyet ve hâkimiyet sahibi anlamına gelir. Âlimlerimiz bu ismin genel manasının “boyun eğdirerek üstün gelmek” olduğunu söylemişlerdir. Yine Esma-ül Hüsn âlimlerince O’nun Kahhar olması şu”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*16” yazısının devamını oku

Esma’ül Hüsnâ Okumaları*15

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Ğaffar kelimesi sözlükte “kirlenmekten korunmak maksadıyla bir şeyin üstünü örtmek” anlamına gelen, Ğafr kelimesinden gelmiştir. Buradan yola çıkarak anlıyoruz ki Ğaffar olan Allah, kulunu korumak için hatasını ve ayıbını örtendir. Aynı zamanda, daima bağışlayan ve bağışlamaktan usanmayandır.  Bununla alakalı olarak İmam Gazâlî Hazretleri, Ğaffar ismine, “tekrar tekrar affeden” mânâsı verdiğini de bilmekte fayda”Esma’ül“Esma’ül Hüsnâ Okumaları*15” yazısının devamını oku

Huzur, nerdesin?

Allah büyük, gökyüzünü ne güzel yaratmış. Sınanıyorduk. An be an. En fazla sevdiklermizle. En fazla sevip de kavuşmdıklarımızla. Öyle hemen yanlış anlamayın. İnsan bir çiçeği de sever ve alıp kavuşamaz bazen. Yahut bir dostun yanına ne yapsa ne etse gidemez. İnsan sever ve kavuşmaz bazen. Kavuşmaması gerekiyordur ona iman ediyoruz. Yoksa nasıl diner insanın içi.”Huzur,“Huzur, nerdesin?” yazısının devamını oku

Son Nefes

Sahici bir hayat için belki hepimizin ölümün soluğunu ensemizde hissederek yaşayabilmemiz, her anın kıymetini bilmemiz gerekiyor. Aldığımız her nefesin hakkını vererek, ‘iki kapılı handa gündüz gece giden’ bir yolcu olduğumuzu unutmadan. Nefes ayıklığı, bilinç ayıklığı. O kararı almasaydım. O yolu yürümeseydim. O insanla görüşmeseydim. O görevi kabul etseydim. O sevgiliyi terk etmeseydim. Bana gülümsediğinde gözlerimi”Son“Son Nefes” yazısının devamını oku