Herkesin hayatına kimse karışamaz.

Kendimi bilmez halde geziyorum günlerdir. Bahar ayında sinyallerinin verildiği bu halin meyvesini yemek kışa nasip oldu diyelim. Ve bu metin tarihe bir not düşmek ve döner salonlarındaki anılar tahtasına asılan bir yazı olarak kalmak için kaleme alındı.

İnsanın kendi halini bilmezliği ve kendi haddini bildirmezliği ile geçip gidiyorum yollardan. Neyi istiyorum? Aslında bu soruyu sormak bile cevabı veriyor bana. Bazen öyledir, soru sormuş olmak asıl cevaptır. Çünkü dikkatini çekmeyen, pürüz yaratmayan şeyi sormazsın.

Afilli bir insan olmak istiyorumdur belki de diyorum kendime. Ne bileyim çocukluğumdan kalan ve herkese hava atmak temalı yürüyüşlerimi yapıp geçip gitmek istiyorumdur. İçimde herkesten gizli birisi vardır, ondan nefret ediyorumdur ve ben onu hala öldürememişimdir, ne bileyim. Aslında itiraf edeyim mi, onunla savaşmayı bir akşam üstü, bir dostun tokadıyla, bir masada bıraktım. Sanırım onun varlığını özlüyorum. O kibirli, havalı, kimseyi takmayan beni. Saatlercr ağlamak istiyorum.

Burası inançlı bir mecra ve ben intihara meyilli cümleler kurmak istiyorum. Mesela vasiyetimde şunlar şunlar… Evet evet yaşamak için çok nedenim var. Herşeyim var evet. Evet beni seven insanlar var. Evet evet evet.

Özür dilerim. Bu bir intihar mektubu değil. Allahım özür dilerim anlayamıyorum. Rabbim ne olur, uzak tut beni Senin razı gelmeyeceğin şeylerden. Rabbim ne olur…

İçimin ardiyelerinden sesler geliyor. Üstü kapalı sesler, boğuk sesler. Kuş sesleri duymak istiyorum Allahım. Neşeli kuş sesleri duymak istiyorum. Belki de budur ha? Belki de bu kadardır. Ben hüzün hanım olmak istemiyorum Allahım. Söyle başka yolu yok mu yaşamamın? Neden ellerime bulaşıyor bunca insanın kanı, neden biri ölse fizanda, yası bende yaşanıyor? Neden gözümdeki yaş ha düştü düşecek? Neden göğüs kafesimdeki bu ağrı?

Rabbim isyan değil yok yok. Razıyım gelene. Lakin bana misafir ağırlamayı öğret. Nasıl yedirir içiririm bu hüzün cemaatini içimde? Allahım bana öğret, ne olur kabul ettir bana, ne olur indir dilimdekini göğsüme. Rabbim ne olur, öğret, nasıl bırakılır ipler Allaha. Rabbim, ne olur öğret, tut ellerimden. Ben dönmekten, ben kendimden yoruldum, Rabbim ne olur, ben beni bıraksam da sen tut ellerimden….

Yorum bırakın