Eğriden doğruya bir gözyaşı var bilirsin

” Üzgünüm, tarifi yok içimde hissettiğimin ” diyerek söze başladı. Yalın, biraz kekemeyi andıran duraksamadan ama düşünceli bir konuşması vardı. Gözlerinin bir dolup bir boşalan halini kelimenin dilinden değil de gözünden döküldüğünü gösteriyordu. Kaybetmedim, diye devam etti. “Annemi, babamı, kardeşlerimi yada sahip olduğum beni mutlu eden bir çok şeyi… Kaybetmedim. İnsanların yaşadıkları acıların zerresini dahi yaşamamışken neden bunca zamandır ağlıyorum. Neden içimde bitmek bilmeyen bir hüzün var? ” Soruları sorup derin bir sessizliğe gömülüyordu. Sorular, sessizlik, sorular ve sessizlik. Her birinin cevabını o an bir saniyeliğine de olsa bulup tekrar kaybettiğine emindim. Bile isteye değil üstelik, zamanı gelmediği için öğrenemiyordu cevapları.”Eksik bir şey var. ” dedi. ” Herkes ona buna bağlayacak ama öyle bir şey değil. Buraya ait değil.” Sustum. Doğru yolda gidiyordu. ” Beni nefes aldırmayan, canımı yakan, adını koyamadığım, bir şey. Kocaman. Sanki hem yakın hem çok uzak. ” Az ötedeki ışığı görmüştüm. Ağlıyordu. Çok nadirdi konuşurken ağladığı. Artık daha da nadir olacak diye düşündüm. Belki konuşmayı bile unutacak. O ağladıkça, doğruya yaklaşmasının hazzıydı yaşadığım. İlk başta çok ağlayacak, sonra yine çok, sonra durulup tebessüm etmeye başlayacaktı. Bir gün tekrar doğacaktı. ” Bir yerde, bir zamanda gizli. Eminim. Bir gün gelecek. Sahi gelecek değil mi o gün? ” Gelecek dedim. Gelecekti.

Eğriden doğruya bir gözyaşı var bilirsin” için 2 yorum

Yorum bırakın